Önceki hafta sorduğumuz
soruların cevaplarını aramaya devam edelim. Sorularımızı tekrarlamakta fayda
var: Devletin 2011 senesi
için deklare ettiği “reel” % 8.5 büyüme oranı, neden “reel” olarak halka
sirayet edemiyor? Bu “şâhâne” büyüme yüzdesinin muhatapları, muzafferleri
kimler ola? Kimler büyüdü, daha fazla refaha kavuştu ve dolayısıyla
eko-mutlu?
Başta bulmacamsı TÜİK verileri olmak üzere, farklı kamu
kuruluşlarının mevcut bilgileri rehberliğinde\ sorulardan cevaplara değil; cevaplardan
(2010-2012 sonuçlarından) sorulara ulaşmaya çalışıyorduk… Şöyle verilerle
ilgilenmiştik:
Türkiye Toplam Nüfus ( %100) | 74 milyon (2011) | |
Yoksulluk Sınırındakiler (%16) | 11.8 milyon | |
Açlık Sınırındakiler (%0,75) | 55.5 bin | |
Potansiyel Sivil İşgücü-PSİ (%35,1) | 26 milyon | |
PSİ'nden işsiz olanlar (%10,4) | 2.7 milyon | |
PSİ'nden İstihdam Edilen İşgücü-İEİ (%89,6) | 23 milyon | |
İEİ'nden lise altı eğitimliler (%56,9) | 13 milyon | |
İEİ'nden asgari ücretli çalışanlar (%21,7) | 5 milyon | |
İEİ'nden ücretli/yevmiyeli çalışanlar (%62,9) | 14.6 milyon | |
Ücretli/yevmiyeli Kamuda çalışanlar (%13,3) | 3.1 milyon | |
Ücretli/yevmiyeli Özel Sektörde çalışanlar (%49,6) | 11.5 milyon | |
İEİ'nden "ücretsiz aile işçisi" olarak çalışanlar (%11,9) | 2.76 milyon | |
İEİ'nden "kendi hesabına" çalışanlar (%20,0) | 4.6 milyon | |
İEİ'nden "işveren" olarak çalışanlar (%5,3) | 1.22 milyon |
Tüm bu verilerden biz, İEİ’nün, yani Çalışan Nüfusun
%57’si gibi bir oranının günümüz rakamlarıyla ayda (en iyi ihtimalle) 750 TL
ile 2000 TL arasında para kazandığı projeksiyonunu yapmıştık. Yani %57’lik bu
cephede “%8,5 reel büyüme” adına herhangi
bir “eko-değişim” görünmüyordu.
Buradan,
Kamuyla devam edelim. Kamu çalışanlarının aldığı ücretlerin “%8,5 reel büyüme”
ile herhangi bir pozitif değişikliğe uğramadığını biliyoruz. Bunun en güncel
göstergesi, bugünlerde memur sendikalarıyla sürdürülen toplu-iş sözleşmesi
görüşmelerinde Devletin önerdiği zam oranı olmalı: Yıllık %3,5 + %4,0. O halde, %13,3 kamu
çalışanını da %57’lik gruba ekleyebiliriz. Etti: %70.
İstihdam
Edilmiş olarak tanımlanan ve İEİ’nün %11,9’unu oluşturan 2.76 milyon “ücretsiz
âile işçisi” grubunun kendisi, en az
“%8.5 reel büyümeyle büyüyenler” grubu kadar gizemli duruyor! Şöyle ki: Bu
milyonlar bir şekilde âile içinde çalışıyorlar; ama herhangi bir ücret alıyorlar;
ama istihdam edilmiş gözüküyorlar; ama %72. 2 oranında da kayıt-dışı çalışıyorlar!
Bendeniz çözemedim doğrusu… Bu grubu da derhal “eko-mutlu” kitle arayışımızın
uzağına koyuyoruz. Böylece 23 milyon İEİ’nün %81,9’luk kısmını (18.83 milyon)
“eko-mutluluk” açısından elemiş oluyoruz.
İEİ’nün
%18,1’ini oluşturan 4.17 milyon insandan “kendi hesabına” çalışanların, esasen
hangi iş kollarıyla iştigal ettiklerini bilmiyoruz. Ancak TÜİK’in “Kendi
hesabına çalışanlar, bir veya daha fazla ortakla kendi hesaplarına
çalışanlardır. (…) İşlerinde kendileri için ´ücretli çalışan´
bulundurmayan çalışanlardır”, tanımlamasına bakılırsa bunları “olağandışı
eko-mutlululuk şüphelisi” ilân edebiliriz! Normal koşullarda yanında ücretli
çalışan bulundurmayan birkaç girişimcinin “reel ekonomik büyüme”den etkilenme
olasılığı sahiden olağandışı olmalı… İyisi mi biz bunların, taksici, taşıyıcı
vb. bildik işler yaptığını varsaydığımız (en az) %10’unu da eko-mutluluk
açısından saf dışı edelim. Böylece %91.9’e ulaşıyoruz (%92 diyelim).
İşgücüne dâhil
olmayanlar: emekliler, öğrenciler, ev hanımları vb. grupların %8.5 ekonomik
büyümeden olumlu anlamda etkilenme durumlarını da bir tarafa bırakmak
istiyoruz. İstihdam edilenlerden geri kalan %8’inin %5’i (1.228 milyon) “işveren”
olarak görülüyor. Burada duruyoruz. Çünkü işverenlerin kazançları meselesi TÜİK
kayıtlarında yer almıyor.
Merkez
Bankası’nın 2005’te yayımladığı bir raporda (muhteşem bir web sayfası olan) İSO’nun
verileriyle “Türkiye’nin en büyük 500 firması”na ilişkin önemli bilgiler
bulunmakta. Hımm.. diyoruz, büyümeyi gerçekleştiren bunlardan gayrı kim
olabilir? Dolayısıyla, “eko-mutlu” işverenler sıralamasının üstlerinde bu
firmaların sahipleri, kâr ortakları ve belki ceo’ları falan olmalı (ceo’dan
işveren olmadığını biliyorum; bile bile zikrediyorum). Raporda, Türkiye’nin 500
büyük sanayi kuruluşunun sermaye niteliği ve üretim aktivitesine yani büyüme
potansiyellerine ve sahiplerinin “iktisadî saadetlerine” ilişkin önemli
göstergeler bulunmakta:
Sermaye | 500 Büyük Firma | 500 Büyük Firma | 500 Büyük Firma | |
Sahipliği | (Hakim ortak kamu hariç) | (Hakim ortak kamu | ||
ve birlikler hariç) | ||||
Üretimden Satışlar (Yüzde Dağılım) | ||||
Kamu | 15,6 | 0,2 | 0,2 | |
Özel | 64,4 | 74,9 | 74,6 | |
Yabancı | 20,1 | 24,8 | 25,2 | |
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder