1 Ağustos 2013 Perşembe
Neden Tatil Yaparız?
Neden Tatil Yaparız?
Geleneksel insanın yaşamında çalışma,
dinlenme ve eğlenme alışkanlıklarının ihtiyaçlar çerçevesinde, kendiliğinden
birbiri içine geçmiş olmasına karşın modern insanın yaşamı, çalışma ve boş
zaman diye iki zıt kutba ayrılmış durumda
Arapçada “atale” fiilinden gelen tatil
kelimesi âtıl olmak, boş olmak anlamını taşıyor. Tatil kelimesinin bugün
bildiğimiz anlamını, Sanayi Devrimi sonrası endüstriyel yaşam şartları
biçimlendirmiş. Günümüzde tatil yapmak deyince kişinin karşılığında para
kazanmayacağı gezme, dinlenme, eğlenme, spor, ibadet gibi amaçlarla, yaşadığı çevre
dışında başka bir bölgeye yolculuk etmesi anlaşılıyor.
Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya
Turizm Örgütü’nün 2013 verilerine göre 1950’de 25 milyon olan uluslararası
turist sayısı 2012 yılında 1 milyar 35 milyona ulaşmış. 62 senede 41 kat artan
uluslararası turist sayısının yanı sıra dünyadaki yerli turist sayısı ise 2013
verilerine göre 5-6 milyar civarında.
Yukarıdaki parlak turizm rakamlarında,
ekonomik büyümeyle artan doğadan kopuş, yabancılaşma ve yalnızlaşmanın etkisi
büyük. Modern çağ öncesinde insanın doğup büyüdüğü yerden ayrılıp başka bir
yere gitmesinin savunma, ticaret, eğitim, sağlık, hac ibadeti gibi çok temel
zorunluluklar dışında bir gerekçesi olamazdı. Çünkü geleneksel insanın toprağa
bağlı hayatında çalışma, dinlenme ve eğlence birbirinden bağımsız değildi. Daha
önemlisi geleneksel hayat şartları yalnızlığı değil bir aradalığı gerektiriyordu.
Dolayısıyla çalışma gibi dinlenme ve boş zaman faaliyetleri de gruplar halinde
yapılıyordu. Buna karşın günlük hayatını sevdikleriyle ve yeterince özgür
yaşayamayan modern insan hayatı yeterince sahici bulmuyor denilebilir. Modern
insanın hayat planı aşağı yukarı belli: Emekli olunca bir sahil kasabasına ya
da memleketteki evine yerleşmeyi planlayan kişi, kavuşmayı umduğu bu ideal
hayatın provasını yıllık tatilleriyle yapıyor gibidir.
En az ücretli tatil yapan 3. ülkeyiz
Tatil ile sağlık arasındaki ilişkiye
ele almadan önce Türkiye’nin ve diğer ülkelerin tatil karnesine kısa bir göz
atalım: Türkiye resmi tatiller dâhil yılda ortalama 25 gün ile 34 OECD ülkesi
arasında en az tatil yapan üçüncü ülke. Birinci sıradaki Malta’da 38, ikinci sıradaki
Fransa’da ise 36 gün tatil yapılıyor. ABD ise en az tatil yapılan (18 gün) en
gelişmiş ülke konumunda. Üstelik ABD’li çalışanların dörtte biri ücretli izin
hakkına dahi sahip değil. Avrupa ülkelerinde ise tatil yapmak bir geleneğe
dönüşmüş, örneğin Fransız bir işçi ortalama olarak senede ikiden fazla tatil
yapıyor.
İngilizler için tatil yapmak
dünyalara değer!
İngilizler tatile harcadıkları
paranın, tatil sonucunda kazandıkları fiziksel ve ruhsal sağlığa değdiği, hatta
harcamalarını kat kat karşıladığı görüşünde. İngiltere’nin en büyük sağlık
hizmetleri vakfı ve bir seyahat şirketinin tatile giden 2845 İngiliz ile
yaptığı anket, günlük hayatın ruhsal ve fiziksel sağlığa yaptığı olumsuz
etkileri tatilin nasıl giderdiğine dair ilginç sonuçlar ortaya koydu.
2012 yılında yapılan çalışmanın
sonuçlarına göre tatil yapmak insan hayatına dört ana noktada katkı sağlıyor:
1.
Rutinin dışına çıkabilmek
2.
Sevdiği insanla yeniden iletişim
kurma fırsatı bulmak
3.
Hayata yepyeni bir yön verebilmek
4.
Gevşemek ve güç toplamak
Tatil yapmanın araştırmayla tespit
edilen bu faydaları sebebiyle olmalı, ankete katılan İngilizlerin %32’si
edindikleri sağlığın, harcadıkları her bir kuruşun 2-4 kat, %21’i 5-7 kat,
%27’si 8-10 kat, %4’ü de 11 kat daha fazlasına değer olduğunu söyledi.
Katılımcıların üçte ikisine
yakını (%63), tatil gevşemelerine fırsat verdiği için fiziksel ve ruhsal
sağlıkları üzerindeki en önemli etkiyi tatilin yaptığını belirtiyor.
Katılımcıların yarısı tatile eşi
ya da sevdiği kişiyle birlikte gitmiş. Onlara göre tatilin en önemli faydası,
kişinin sevdiği insanla yeniden iletişim kurma fırsatı vermesi.
Tatil ömrü uzatıyor, yorgunluğu
ve stresi azaltıyor
ABD’de yapılan bir araştırmanın
sonuçları senede en az bir kere tatile gitmenin ömrü uzattığını ortaya koydu. 2012
yılında New York Devlet Üniversitesi’nde gerçekleştirilen araştırma, 35 ve 57
yaşları arasındaki 12.000 erkekle tatil alışkanlıklarına ilişkin olarak yapılan
bir ankete dayanıyor. Sonuçlar, senede en az bir hafta işe ara vermenin kişinin
toplam ölüm riskini %20 azalttığını kanıtlamış oldu. Diğer yandan, beş yıldır
hiç tatile çıkmamış erkeklerde ölüm oranının ve kalp hastalığı riskinin yüksek
olduğu anlaşıldı.
Öte yandan tatillerde yapılan etkinlikler
de sağlık habercisi. Psychosomatic Medicine dergisinde 2009’da yayımlanan
bir makalede eğlenceli tatil etkinlikleri ile fiziksel ve psikolojik sağlık
arasındaki ilişkiler incelendi. %74’ü kadın 1399 kişi üzerinde yapılan anket çalışmasıyla,
katılımcıların 10 ayrı tatil etkinliğine katılımı ve nasıl etkilendikleri değerlendirildi.
Bunun sonucunda 1 ve daha fazla sayıda etkinliğe katılan kişilerin hiçbir
etkinliğe katılmayanlara göre hem fiziksel hem de ruhsal anlamda daha sağlıklı
olduğu ortaya koyuldu. Katılımcı bireyler için hayat güven verici ve anlamlı
bulunmakta. Bu bireylerin arkadaş ve aile çevresi daha geniş, ayrıca teolojiye
ve metafiziğe daha meyilliler. Etkinliklere katılanların fiziksel sağlık
göstergeleri de çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor: Tansiyonları, kolestrol ve
stres hormonu değerleri ve bel çevresi kalınlıkları katılımcı olmayan bireylerinkinden
daha düşük.
ABD’deki Framingham Heart Study
isimli sağlık kuruluşunda 2009’da yapılan bir araştırmanın sonuçları yukardakileri
destekler nitelikte. Kalp hastalığı riski taşıyan 5209 yetişkin 9 yıl boyunca
bilim insanlarınca takip edildi. Araştırma sonuçları, 5 yıl üst üste hiç tatil
yapmayan erkeklerin kalp krizi geçirme riskinin, yılda en az bir hafta tatil
yapanlara göre %30 daha fazla olduğunu gösterdi. Tatil yapmayı bir yıl aksatmak
dahi kalp hastalıkları riskini artırıyor. Tatil yapmayan kadınların kalp
hastalıklarına yakalanma riskinin ise yılda iki kere tatil yapan kadınlara göre
8 kat yüksek olduğu bulundu.
Son olarak, ABD’deki Northwestern
Üniversitesi’nden sosyal psikolog Prof. Adam Galinsky’nin 2011’de yaptığı bir incelemeden
bahsedelim. İnsan beyninin neden tatile ihtiyaç duyduğunu araştıran profesör
bulgularını şöyle özetliyor: “Nasıl ki bir sıkıntımıza arkadaşımızın getireceği
çözüm bizimkinden daha objektif olacaksa, tatile çıktığımızda da geride
bıraktığımız hayatı dışarıdan bir bakışla değerlendirebiliriz. Öte yandan
dünyaya yerel kültürlerin gözüyle bakmaya çalışmak, bireyin farkındalık
geliştirmesine yardım edebilir. Dahası farklı kültürleri, çevreyi ve insanları
tanımak amacıyla yapılan tatiller kişinin yaratıcılığını ve yaşam zevkini artıracaktır.”
(Bilim ve Teknik Dergisi, Ağustos 2013 sayısında yayınlanmıştır.)
Ömer Aytaç, “Boş Zaman Üzerine Kuramsal Yaklaşımlar”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,
Cilt 12, Sayı 1, s. 231-260, 2002.
http://www.cleveland.com/healthfit/index.ssf/2011/06/your_vacation_is_crucial_to_yo.html
http://www.nuffieldhealth.com/fitness-and-wellbeing/news/the-importance-of-holidays-30-07-12
http://www.psychosomaticmedicine.org/content/71/7/725.full
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)